18.yüzyılın ikinci yarısında saraylarda ve malikanelerde yapılan müzik ile duvarların arkasında halkın yaptığı müzik ve gösteriler arasında önemli farklar vardı. Halk vur patlasın, çal oynasın mantığı ile kadınlı erkekli gruplar halinde dans ederek müzik yapıyordu. Soylular bu eğlenceleri gıpta ile izliyorlar ama yerleşmiş kalıpların dışına çıkamıyorlardı. Bir süre sonra halkın müziği duvarları aşarak sarayların ve şatoların içine girdi. Soylular kendilerine dayatılan geleneksel çemberi kırarak, yapmacıklıktan uzaklaşıp, gösterişin yanına erotizmi de koydular. O zaman yapılan danslarda ve müzikte erotizm çok fazlasıyla ön plandadır.