Büyük lied ustası Franz Schubert 19.yüzyılın başlarında yaşamıştır. Klasik dönem bestecilerinin sonuna yetişmesine karşın o romantik bir bestecidir. Fakirdir, fazla seyahat etmemiştir. Bulabildiği küçük işler dışında prenslerin, kralların, zenginlerin yanında değildir. O, dostlarının yanındadır. Viyana'daki Schubert gecelerinin vazgeçilmezidir. O, dostlarından, entelektüellerden beslenmiştir sürekli. Liedlerinin önemli bir kısmını Goethe'nin, Schiller'in, Grillparzer'in, Petrarce'nin, Shakespeare'nin, Heine'nin şiirleri üzerine yazmıştır. Liedlerinde doğayı, sevgiyi, sıradan insanları konu olarak almıştır.
Schubert in anne babasının 18 çocuğu olmuş, bunlardan sadece 2 tanesi yaşamıştır. Ne kadar ilginç değil mi? Çocuk ölümleri çok fazla. İnsanlar türlerini devam ettirmek için, sürekli çocuk yapıyorlar. Ne kadar şanslı bir çağda yaşıyoruz biz şimdi.
Schubert'in tifüsten öldüğü düşünülüyor. Tifüs nasıl bir hastalıktır bilirsiniz. Bitten geçer. Bit ise nedir? Pisliktir, temizlenmemektir. O zamanların en çok öldüren hastalığıdır tifüs. Schubert'te yoksuldu. Yaşadığı koşullar temizlenmek için uygun değildi herhalde. İşte bize hayal gibi gelen koşullarda yaşayan besteci, daha uzun yaşasaydı eğer, ne güzel eserler besteleyecekti. Kim bilir? Öldüğü zaman hayranı olduğu Beethoven'in yanına gömülmeyi istemiştir. Viyana'da çok sevdiği büyük bestecinin yanında yatmaktadır şimdi.
"Bitmemiş Senfoni"yi hepiniz bilirsiniz. Nefis bir eserdir. Çok duygusal bir adamdır Schubert, Şu cümle ne kadar güzel ifade ediyor onun duygusallığını. "Dile getirmek istediğim aşk, acıya dönüşüyordu. Acıyı dile getirmek istediğim zaman da, o, aşk haline geçiyordu. Bu cümleyi Kontes Esterhazzy'ye piyano dersi verirken bestelediği eser için yazmıştır. Kim bilir, belki de aşıktı Kontes'e.
Schubert daha çok liedleriyle tanınmasına karşın, senfonileri, oda müziği eserleri, keman ve viyolonsel eserleri, üçlüleri, dörtlüleri, beşlileri de vardır. İşte "Alabalık Beşlisi" en sevdiğim eserlerin başında gelir. Piyano, keman, viyola, viyolonsel ve kontrbas için bestelenen bu eser, neşeli ve sıcak yaz günlerinin anısı, lirik ve dayanılmaz bir parlaklıkla, ideal bir oda müziği olarak gerçekleşir. Gençliğimde romantik bir akşam sırasında eşimle birlikteyken dinlediğim bu eseri sizinde seveceğinizi tahmin ediyorum. Ayrıca ünlü liedlerinden birisi olan "Ave Maria"yı büyük ses Maria Callas'dan dinleyeceksiniz. Schubert'in ne kadar duygu yüklü bir insan olduğu bu şarkıda belli olmaktadır. Dinlemek için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız...
Alabalık Beşlisi
Ave Maria (Callas Söylüyor)
Kaynaklar:
- Müziği okumak. İrkin Aktüze. 5.Cilt,
- Müzik Sanatının Tarihsel Serüveni. Cavidan Selanik,
- Müzik Tarihi. Ahmet Say
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder