Geçtiğimiz haftalarda çok sevdiğim eniştemin vefatı nedeniyle İstanbul'a taziye ziyaretine gittim. Bu seyahatim için Yüksek Hızlı Treni (YHT) kullandım. Dönüş yolculuğuna başlamak için trene bindiğim zaman değişik duygular içerisindeydim. Acılı bir eve ziyarette bulunmuş, akrabalarımla görüşmüş, geçmiş günleri yad etmiştik. İki günün oluşturduğu duygu yükü çok fazlaydı. Tren Pendik’ten hareket ettikten sonra pencereden dışarısını seyretmeye başladım. Akşamın karanlığı henüz çökmemiş, Güneş batmaya başlamış, ışınları evlerin çatısından yansıyordu. İstanbul’un banliyölerini oluşturan ev ve iş yerlerinin arasından geçiyordu tren. Bir an kendimi hızla geçen elektrik direklerini sayarken buldum. Yıllar öncesine, çocukluğuma gitmiş, kara trenle Adana’dan Erzurum'a yaptığımız seyahatleri hatırlamıştım.