Geçtiğimiz akşam harika bir film izledim. Aslında daha önce yarısını izlemiştim. Bu sefer başından itibaren seyrettim. "Öldürme Zamanı". İngilizce adı "A Time to Kill". Ünlü rejisör Joel Schumacher'in filmi. Konusu John Grisham'ın bir kitabından alınmış. İsmine bakıp ta bir cinayet ve gerilim filmi olduğunu zannetmeyin. Amerika'nın güneyinde hala süren ırkçılığı konu alan ve işleyen bir film. Aktörleri birinci sınıf, Reji ve görüntüler harika. Diyaloglar nefis. Hiç sıkılmadan izliyorsunuz filmi. En sonunda da durup düşünüyorsunuz. Eğer sanığın yerinde olsaydınız ne yapardınız diye.
Her sabah yeni bir günün başlangıcıdır. Günlerin getirdiklerini, yaşadıklarınızı, düşündüklerinizi not etmek, paylaşmak, bir sorumluluk gereğidir. İşte okuyacaklarınız bunlardır. Kendiliğinden gelen yazılardır bunlar...
17 Aralık 2014 Çarşamba
7 Aralık 2014 Pazar
Brandenburg Konçertolarının Öyküsünü Bilir misiniz?
Tarihin gelmiş geçmiş en büyük bestecisi olan Johann Sebastian Bach'ın müziği, konser salonlarının en çok çalınan eserlerinin başında gelmektedir. Barok müziğin doruğunda yer alan Bach, eserleriyle kendisinden sonra gelen birçok besteciyi etkilemiştir. Onun en sevilen eserlerinin başında Brandenburg Konçertoları gelmektedir. Milyonlarca insanın dinlemekten büyük zevk aldığı bu konçertolar o kadar ünlüdür ki, bazı rock topluluklarına bile esin kaynağı olmuştur. Bu konçertoların bestelenme öyküsü ilginç ve ibret vericidir. Şimdi bu öyküyü anlatacağım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)