“Sizler onu yitirmediniz, kazandınız. Ayrıca o,
sonsuzluğa değin değerini yitirmeden, şimdiden bütün çağların büyükleri
arasında yerini almış bulunuyor…” Beethoven’in çağdaşı, Viyana’lı şair Franz
Grillparzer’in söylediği bu sözler, büyük bestecinin ölümünün üzerinden
yaklaşık iki yüzyıl geçmesine karşın, hâlâ geçerliliğini koruyor, bizleri
heyecanlandırıyor.
Bugünkü yazıma Ludwig van Beethoven ile başlamak istedim.
Gelmiş geçmiş en büyük bestecilerin başında gelen Beethoven, eserleri yanında,
yaşamındaki davranışları ile de örnek alınacak bir kişiliktir. Bu cümleden
kalkarak, onunla ilgili yaşanmış bir olayı anlatmak istiyorum.
Beethoven’in yaşadığı çağda, Napolyon Avrupa’yı alt
üst etmiş ve büyük yıkımlara yol açmıştı. O yıllarda İngiltere, Fransa ile savaş
halinde olduğu için, donanmasıyla Avrupa’yı abluka altına almış, bu nedenle de
kıtada büyük bir kıtlık hüküm sürmeye başlamıştı. Tabi bu abluka aç gözlü iş
adamlarına büyük fırsatlar sağlıyor, karaborsadan büyük vurgunlar yapıyorlardı.
İşte Beethoven’in kardeşi Johann’ın da aralarında bulunduğu bazı Avusturyalı iş
adamları bu ablukadan çok iyi yararlandılar ve gelirlerini kat be kat
artırdılar. Kardeş Johann, kimyagerdi, Avusturya’nın Linz şehrine yerleşmişti.
O yıllarda zor bulunan İngiliz kalayını karaborsadan satarak büyük paralar
kazanmıştı. Ayrıca düşman olmasına karşın, Fransız ordusuna ilaç sağlamak için
anlaşma yaptı ve bu işten de büyük paralar kazandı.
Ludwig ile Johann arasında haberleşmeler mektuplar
aracılığı ile yapılıyordu. Kardeş Johann meteliksiz ve zor geçinen abisine hava atmak
ve onu aşağılamak için bir mektubunun altına, “Johann Beethoven, Mülk Sahibi,”
diye imza attı. Tabi büyük Beethoven bunun altında kalır mı hiç! Maddi sıkıntı
içinde olmasına karşın, kardeşine yazdığı mektubu, “Ludwig van Beethoven, Beyin
Sahibi,” diye imzaladı. İşte bir büyük adamla, bir sanatçıyla, aç gözlü bir iş
adamının arasında geçen bu diyalog, çok şey anlatıyor.
İşte şimdi Yunus Emre’nin sözleriyle devam edelim:
Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan!..
Çağlar arasından bizlere yol gösteren bu iki büyük
adamın anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Son olarak, Beethoven’in insan özgürlüğünün kaderle
boğuşmasını dile getiren 5.Senfonisi ile yazımı bitirmek istiyorum. Üç vuruşu
duyacaksınız bu senfonide. “Kader kapımızı çalıyor,” düşüncesini anlatmaktadır
bu büyük eser. İlk bölümünü iletiyorum, lütfen dinleyiniz…
Kaynak:
Beethoven ve Devrim Çağı, Firda Knight, Çev: M. Halim Spatar, Literatür yayıncılık, İstanbul, 2005
Şekip Altunkan'ın yazacağı anekdot da, adamlık üzerine olurdu ancak. Selam ve saygılarımla güzel insan.
YanıtlaSil