Beethoven, yaşadığı dönemde aydın ve toplumsal olaylarına duyarlı bir kişisi idi. Yapıtlarının önemli bir kısmı, temelini Fransız Devriminin ilkelerinden alan, insanoğlunun iyiliğine ve ilerleyeceğine duyulan açık güveni yansıtır. Ondokuzuncu yüzyılın büyük bestecileri onun açtığı yoldan yürüdüler. Beethoven'in Yapıtlarındaki devrimci demokrat yön, birçok müzikolog ve felsefe insanını etkilemiş ve onun için güzel sözler söylemelerine neden olmuştur. 19. ve 20.yüzyıldaki tüm barış savaşçıları onun müziğini takdir etmiş ve etkilenmişlerdir. Ünlü toplumcu ve barış sevdalısı yazarlardan birisi olan Romain Roland onun hayatını anlattığı kitabında Beethovenin büyüklüğünü vurguluyor ve Fransız halkını, yeni bir inanç aracılığıyla yaşama iradesine yeniden kavuşmaya ve düşünsel kurtuluşu aramaya çağırıyordu. Roland'dan okuyalım. "Büyüklükten nasibini almamış bir maddiyatçılık, düşünceyi bozmakta...Dünya, açıkgözlülük ve aşağılık bir egoizm içinde boğuluyor...Gelin açalım pencereyi. Taze hava dolsun yine içeriye! Gelin, kahramanların soluduğu havayı soluyalım!". 20.yüzyılın başlarında yazılan bu sözler, günümüzde de aynı şekilde değerlidir. Dünyada çıkarları için halkları birbirlerine düşman eden, ırk, mezhep, din ayrımcılığı yaparak iktidarlarını sürdürmeye çalışan tüm çevreler için geçerlidir bu sözler.
Beethoven'in yaşadığı dönem, Avrupa'nın büyük bir kargaşa içine düştüğü dönemdi. Fransız İhtilalinden sonra başlayan terör, insanları siyasetten soğutmuş ve toplum bir kurtarıcı aramaya yönelmişti. İşte bu dönemde Korsika asıllı bir general, Napolyon Bonapart Fransa'da iktidara gelmiş, bir süre sonra da cumhuriyeti ortadan kaldırarak kendisini İmparator ilan etmişti. İyi bir komutan olması yanında, zeki, ülkesini iyi tanıyan bir politikacı ve devlet adamıydı Bonapart. İktidarının ilk yıllarında Fransa'da önemli reformlar yaparak halkının gönlünde büyük bir taht kurmuştu. Ama sonuçta o bir diktatör ve hırslı bir insandı. Ona Fransa yetmiyordu. Tüm Avrupa'yı işgal etme hevesine kapılarak, ülkesini ve Avrupa'yı savaşlara sürüklemiş ve büyük acılar yaşanmasına neden olmuştur. Tarihe ülkesinde yaptığı reformlar nedeniyle önemli bir devlet adamı olarak geçen Bonapart, militarizmin somutlandığı bir ideolojiyi temsil eden "Bonapartizm" sözcüğünü de siyasal literatüre hediye etmiştir. Ülkemiz de geçmişte ve hatta günümüzde "Bonapartist" eğilimleri olan çok sayıda çevre vardır.
İşte Beethoven, başlangıçta Fransız İhtilalinin ilkelerine sadık kalacağını ilan eden Bonapart'ı alkışlamış ve desteklemiş, ancak daha sonra diktatör olduğunu görünce ondan nefret etmiş ve eserlerinde bu ruh halini yansıtmıştır. O, savaşa karşı bir insandı, Bu nedenle militarizmin temsilcisi olmaya soyunan diktatör Napolyon'dan soğuması ve nefret etmesi gayet doğaldı.
Son zamanlarda Ortadoğu'da yaşanan kargaşa, vahşet ve savaş ortamını gördükçe, Beethoven gibi büyük bir hümanisti ve barış savaşçısını anmak geldi içimden. Vahşete karşı çıkıp, savaşsız bir dünyada halkların özgürce bir arada yaşamalarını savunmak, her barış savaşçısının görevi olmalıdır.
Yazıma Beethoven'in ünlü eseri 9.Senfoninin korolu bölümünü dinleterek son vermek istiyorum. Bu eser, Beethoven'in düşüncelerini ve dünya görüşünü vurgulayan bir eser olması ile önemlidir. Onun müziği "tüm insanların kardeşliğini vurgulayan müzik" olarak tanımlanmaktadır. Değerinden hiçbir şey kaybetmeden günümüze kadar gelen bu eser, barışın da sembollerinden birisidir. Hadi gelin bu bölümü Leonord Bernstein'ın yorumu ile dinleyelim. Lütfen tıklayınız...
Kaynaklar:
- Beethoven ve Devrim Çağı. Yazar: Frida Knight. Çaviren: M.Halim Spatar, Literatür yayınları 2005
- Müziği Okumak. Yazar. İrkin Aktüze. Cilt 1. Pan yayıncılık 2004
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder