30 Ekim 2014 Perşembe

Sanatçının Toplumsal Duyarlılığı

Geçtiğimiz günlerde okul servisini kaçırdığı için kızımı üniversiteye ben bıraktım. Yolda giderken arabanın radyosunda Pyotr İlyiç Çaykovski'nin keman konçertosu çalmaya başladı. Kemanı çalan sanatçı çok zor bir eser olan bu eseri güzel icra ediyordu. Kızım da ben de müziğin büyülü sesi arasında mest olmuş, düşüncelere dalmıştık. Üniversitenin kapısından girdiğim zaman yüzlerce öğrencinin sınıflarına güle oynaya gittiklerini görünce çok etkilendim. Bizim geleceğimiz olan bu gençler gibi bir çok genç insan geçmişte savaşlarda can vermiş, günümüzde de vermeye devam ediyordu. Dünyadaki savaş çılgınlığı birçok can almış, birçoğunun da sakat kalmasına neden olmuştu. Barış güçlerinin tüm uğraşısına karşın, savaşlar yok edilemiyor.

Şimdi gelelim Çaykovski'nin keman konçertosuna. Bu eser keman dağarının en ünlü eserlerinden birisidir. Keman sanatçıları bu eseri hakkıyla çaldıkları zaman virtüözlükleri tescil edilir. İşte bu eseri tarihte en iyi çalan sanatçıların başında ünlü Sovyet keman sanatçısı David Oistrakh gelmektedir. Yıllar önce ünlü sanatçının bu eseri çaldığı bir kaydını dinlemiştim. Olağanüstü bir icraydı.

Oistrakh 1908'de doğmuş, 1974 yılında ise yine Sovyetler Birliğinde vefat etmişti. Yahudi asıllı olan bu sanatçı, batının tüm cazip tekliflerini reddederek, çok sevdiği ülkesinde yaşamayı tercih etmiş ve halkına hizmet etmişti. Tarihin en kanlı savaşlarından birisi olan İkinci Dünya Harbi başladığı zaman, kemanı ile cepheye koşmuş, hem askerlere ve hem de fabrikalarda çalışan işçilere konserler vererek onların morallerini yükseltmeye katkıda bulunmuştu. İşte Oistrakh, Çaykovski'nin Keman Konçertosunu tarihin en önemli savaşlarından birisi olan Stalingrad cephesinde çalmıştı. Ama nasıl? Şimdi onu anlatayım.

Bilindiği gibi İkinci Dünya Harbinde Faşist Alman Orduları tüm Avrupa'daki faşist güçlerin desteğini alarak, Sovyetler Birliğine büyük bir kuvvet ile saldırmıştı. Aslında İkinci Dünya Harbi temel olarak Almanlar ile Sovyetler Birliği arasında geçmiş, savaşın kaderini bu iki ülke arasındaki çarpışmalar belirlemişti. Bu savaşın en önemli cephelerinden birisi de Stalingrad şehrindeydi. Almanlar büyük bir yığınak yaparak Stalingrad'a saldırıp Bakü petrollerine olan yolu kesmek ve Sovyet ordularını kıskaç içine almayı amaçlamışlardı. Ayrıca Hitler o zamanki Sovyet liderinin adını taşıyan şehri ele geçirerek önemli bir moral darbe vurmayı düşünmüştü. Sovyetler Birliği de bu saldırıya karşı koymak için tüm gücüyle çaba göstermeye çalışıyordu.

Savaşın başlangıcında Almanlar hızla ilerleyerek önemli başarılar kazandılar. Ama Stalingrad Şehrine gelince büyük bir direniş ile karşılaştılar. Savaş artık bir şehir savaşı haline gelmişti. Stalingradın sokakları ve evlerinde önemli çarpışmalar oluyordu. Tüm dünya gözünü dikmiş, savaşın seyrini takip ediyordu. Dünya harbinin kilit noktası Stalingrad savaşı olmuştu. O zamanlar yayınlanan gazeteleri okursanız eğer, savaşın ülkemizde de nasıl yansıdığını ve hükumetin aldığı ikircikli tutumu ibretle izleyebilirsiniz.

İşte savaşın en kızgın anında David Oistrakh Stalingrad'ın merkezi müzik holünde, yukarıda dolaşan Alman uçaklarının bombardımanı altında Çaykovski'nin keman konçertosunu seslendirmişti. Cephede savaşanlar için bu konser çok önemli bir moral kaynağı olmuştu. Savaştaki bu tutumundan dolayı sanatçı o dönemin en prestijli ödülü olan Stalin Nişanı ile onurlandırılmıştır.

Stalingrad savaşı arkasında iki milyondan fazla ölü ve yaralı bırakarak son bulmuştur. Almanlar burada büyük bir yenilgiye uğramış ve Stalingrad onlar için sonun başlangıcı olmuştur. İkinci Dünya Harbinin sonucunu ise hepiniz biliyorsunuz.

İşte sanatçının toplumsal duyarlılığının önemini burada görüyorsunuz. Tarihte bu duyarlılığı gösteren birçok sanatçı vardır.

Ünlü bir söz vardır, "savaşta babalar çocuklarını, barışta ise çocuklar babalarını gömer". En kötü barış bile savaştan iyidir denir. İnsanlık tarihi boyunca görülen savaşların birçok nedeni vardır. Bu nedenleri tartışmak, sayfalar dolusu yazıyı gerektirir. Ama nedeni ne olursa olsun, savaşların sonu acıdır, yıkımdır. Savaşın bir tek haklı gerekçesi vardır, topraklarını savunmak. Yaşadığın yeri işgal etmeye, seni sürmeye, canını kast etmeye çalışana karşı direnmek, her kişinin en doğal hakkıdır. Ama ne yazık ki 21.Yüzyılda bile birçok ülke veya halk, komşusunun toprağına göz dikmekte, onu ele geçirmeye ve orada yaşayan halkları köleleştirmeye çalışmaktadır. Savaşların birinci nedeni bu aç gözlü hırstır.

Sanat ve sanatçılar bir ülkenin ve içinde yaşadıkları halkın vicdanının sesidir. Bu ses ne kadar gür çıkarsa, o ülkede barış o denli kalıcı olur. Sanatçısına önem vermeyen, sanatı teşvik etmeyen toplumların vicdanı körleşir, duyarsız bir toplum olur. Bu toplumlarda sürekli huzursuzluk baş gösterir. Sanatçılar, halklar arasındaki barış köprüsünün en önemli ayaklarından birisidir. Bu nedenle ülke olarak sanatı ve sanatçıları teşvik etmeli, onları uğraşlarında özgür bırakmalıyız.

Son söz olarak Stalingrad savaşını anlatan en iyi romanlardan birisi Konstantin Simonov'un ünlü eseri "Günler ve Geceler"dir. Okumanızı tavsiye ederim. Yazıma Çaykovski'nin keman konçertosunu David Oistrakh'tan dinleterek son vermek istiyorum. Lütfen.tıklayınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder