25 Kasım 2013 Pazartesi

Büyük Bach Neden Hoşlanırdı?

Klasik ve Barok müziğin büyük ustası Johann Sebastian Bach, çağlar ötesinden müziğe yön vermiş bir bestecidir. Çağında besteciliğinden çok org çalgıcılığı ve uzmanlığı ile tanınan Bach, asıl ününe XIX.yüzyıl ve sonrasında ulaşmıştır. Şimdi Bach ile ilgili ilginç bulduğum bazı özellikleri sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle bir hikaye vardır, Bach'ın meşhur olmasında önemli katkıları olan Mendelsohn'un, Bach'ın ünlü eseri Matthias Passionunu kasap dükkanında tesadüfen bulduğu söylenir. Bir şehir efsanesi olan bu söylentinin aslı astarı yoktur. Bu passion bir akrabası tarafından verilmiştir Mandelsohn'a.

Bach müzikçi bir sülaleden geliyordu. Kendisinden 5 kuşak öncesine kadar müzikçi yetiştiren bir ailenin ferdiydi. Çocuklarından da ünlü müzikçiler çıkmıştır. Bach iki kez evlenmiştir. Birinci eşi uzaktan akrabasıdır. 36 yaşında vefat etmiştir. İkinci eşi Anna Magdalena da müzikçi bir aileden geliyordu. İkinci eşinin Bach'ın hayatında önemli bir yeri vardır. İki eşinden toplam 20 çocuğu olmuştur Bachın. Bu çocuklardan 10 tanesi yaşamamış, 10'u ise ileri yaşlara kadar gelmişlerdir. Bach her iki eşini de çok sevmiştir. Eşleri de onu çok sevmişlerdi. Özellikle ikinci eşi ile ilişkileri bambaşkaydı. Sarı karanfilleri çok seven Anna Magdalenaya bu çiçeği ve tohumlarını bulmak için uğraşmıştır. Kadınlarını çok seven Bach'ın son çocuğu 50 yaşında iken olmuştur. Besteleri yanında çocuklar konusunda da verimli bir insandır Bach (!).

Bach yemek yemeyi, özellikle hayvansal gıdaları tüketmeyi çok severdi. Ayrıca tütün ve alkol kullanmadan da hoşlanırdı. Özellikle şaraba karşı özel bir ilgisi vardı.

Bach'da müzik bir tutku idi. Gençliğinden itibaren ünlü bestecilerin eserlerini kopya ederdi. Çok zahmetli bir iş olan kopyalamayı hiç üşenmeden yapardı. Bu sayede o bestecilerin eserlerinden çok yararlanmıştır. En büyük sağlık sorunu olan görme problemini, gece sabaha kadar mum ve ay ışığında beste ve kopya yapmasına bağlayan görüşler mevcuttur.

Bach sıkı bir Lutheryandı. Tanrıya büyük bir sadakatle inanırdı. Ancak onun eserlerinde herhangi bir dinin, mezhebin izlerini bulamazsınız. O eserleri ile tanrıya ulaşmaya çalışırdı ama onun tanrısı herkesin inandığı tanrıydı. Ayrıca eserlerinde insanlığı da çok güzel anlatmıştır. Bach'ın müziğini evrensel yapan ögelerin başlıcaları bunlardır.

Bach'ın ikinci eşi Anna Magdalena'nın anılarında Bach'ın iki şeyi hiç sevmediğini öğreniyoruz. Birincisi Papa'ya tapanları (ifade kitapta bu şekilde geçmektedir)  yani katolikleri, ikincisi ise Türkleri. Kendisi sıkı bir Lutheryan olduğu için Papaya tapanları sevmemesini anlayabiliriz. Ama son çocuğu Johann Christian Bach, ki ünlü bir bestecidir, Bach'ın ölümünden sonra İtalya'da eğitim görürken katolikliği kabul etmiştir. O nedenle müzik dünyasında Katolik Bach olarak da adlandırılır. Eğer baba Bach sağlığında oğlunun katolik olduğunu öğrenseydi, herhalde kahrından ölürdü.

İkinci sevmediği kesimin Türk'ler olduğunu söylemiştim. Bu durum doğaldır. 1683 yılındaki İkinci Viyana Kuşatması ve XVIII. yüzyılda Osmanlılar ile yapılan savaşlar Avrupalıları çok etkilemişti. Viyana kuşatması sırasında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın 120 adet mehter takımını Viyananın dışında 24 saat boyunca çaldırdığını düşündüğünüz zaman, ne kadar etkilendiklerini tahmin edebilirsiniz. Buna karşın Bach, ünlü eserlerinden "Kahve Kantatını", Türk kahvesinden esinlenerek bestelediğini burada eklemek istiyorum.

Laf Türklerin Avrupayı etkilemesine gelince bir kaç söz daha söylemeden geçemeyeceğim. Gerçekten de 18. yüzyılda Türk etkisi müzikte kendisini fazlasıyla göstermiştir. Bu durum klasik müzik çalgılarında görülebilir. Ayrıca çeşitli bestecilerin Türk ezgisini zaferi göstermek için eserlerinde kullandıklarını burada söylemek istiyorum. Yine Mozart'ın ölümsüz bestelerinden "Türk Marşı", tüm dünyada en sevilen eserlerden birisidir. Beethoven ve Haydn'da Türk ezgilerinden köken alan bazı marşları eserlerinde serpiştirmişlerdir. Aslında klasik müzikte Türk etkisi başlı başına bir konudur. Araştırmacıların ilgisini çekmesi ve bu konuda eserler vermeleri gerektiğine inanıyorum.

Yine gelelim Bach'a. Sevdikleri ve sevmedikleri ona kalsın, biz onu çok seviyoruz. Eserleri halen büyük bir zevkle dinlenmektedir. Yaptığı doğaçlama teknikleri, çağımızda caz, rock sanatçılarına bile esin kaynağı olmuştur.

Bach'ın seveceğinizi düşündüğüm eserlerinden bir demeti sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunun için aşağıdaki linki tıklayınız. Özellikle buraya aldığım Goldberg çeşitlemeleri çok güzel bir icra. Sıkılmadan sonuna kadar dinleyeceğinizi tahmin ediyorum.

Bach'ın eserlerinden bir demet. Lütfen tıklayınız....

1 yorum: