Tarihin gelmiş geçmiş en büyük bestecisi Mozart hakkında binlerce makale, kitap yazılmıştır. Tüm araştırmalara rağmen müziğinin gizemi hala çözülememiştir. Hayatının gizemini anlamak, duygulanımının hangi koşullarda oluştuğunu çözmek için birçok araştırma yapılmaktadır. Yüzyıllar boyunca her zaman bir numara olacağını düşündüğüm Mozart'ın gizemini çözmek için daha birçok makale ve kitap yazılacağına inanıyorum.
35 yaşında çok genç yaşta ölen Mozart, bu yaşta olgunluğunun doruğunda idi. Yine büyük besteci Haydn eğer bu yaşta vefat etse idi, kimse onu tanımayacaktı. Çünkü Haydn, en güzel eserlerini 35 yaşından sonra bestelemiştir.
Çok zeki ve kültürlü bir insan olan Mozart, kendi anadili olan Almanca'dan başka, Fransızca ve İtalyancayıda anadili gibi biliyor ve konuşabiliyordu. Ama çok duygusal bir adamdı Mozart, herkese sorardı "Beni seviyor musun" diye. Eğer birisi şakacıktan da olsa, "Hayır, sevmiyorum" dese, üzülür, bir köşeye çekilir, kahrederdi kendine.
Tüm eserlerinde yaşamın ta kendisini anlatan Mozart, müthiş bir duygusallık ile eserlerini bestelemiştir. 5 yaşında beste yapmaya başlayan Mozart, hayatının son günlerine kadar beste yapmaya devam etmiştir. En büyük eserlerinden birisi olan Requiem'in bazı bölümlerini piyanoda çaldığı zaman ağladığı söylenir.
Mozart'ın hayatına giren birçok kişi tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmamalarını onunla ilişkilerine borçludurlar. Öğrencisi Süssmayer, Requiem'in yazılmasına katkıda bulunduğu ve bu eseri tamamladığı için, tarihteki yerini almıştır. Mozart'ın arkadaşı Puchberg ona borç para verdiği için anılmaktadır. Mozart'ın Puchberg'e yazdığı mektuplar çok değerlidir.
Mozart'ı anlatırken Köchel'den bahsetmeden geçemeyeceğim. Asıl adı Lüdwig Ritter von Köchel olan bu müzikolog, yayıncı ve yazar, 19. yüzyılda Mozart'ın eserlerini sınıflandırmış ve yayınlamıştır. 626 adet ölümsüz eser besteleyen Mozart'ın eserleri Köchel'in adının baş harfi ile anılmaktadır (K-sayısı). Aslında büyük bir müzikolog olan Köchel'de bu sayede adını kalıcı bir şekilde tarihe yazdırmıştır.
Sağlığında Mozart, Haydn ile yakın arkadaştı. Haydn, Prens Esterhazy'nin yanından ayrıldıktan sonra, Londra'dan iş teklifi almıştır. O yıllarda İngiltere zengin bir ülkeydi. Oraya giden müzisyenler çok para kazanıyorlardı. Haydn Mozart'a Londra'ya birlikte gitmeyi teklif etmiş, ancak Mozart gitmemiş. Bunun nedeni tam bilinmiyor. Haydn Londra'ya yalnız gitmiş ve yaptığı besteler ile büyük bir başarı yakalamış. Onu onurlandırmak için anısına bir toplantı düzenlenmiş. Bu toplantı sırasında sunucu Haydn'ı salona takdim ederken 'çağımızın en büyük bestecisi' ifadesini kullanmış. Ancak Haydn bu sözü kabul etmeyerek, salona hitaben 'çağımızın en büyük bestecisi ben değilim, büyük Mozart'tır. O şimdi Viyana'da yaşıyor' demiş. Ama o anda Mozart yaşamıyordu ve kısa bir süre önce vefat etmişti. Haydn ise bu durumu bilmiyordu. Bu anektodu anlatan yazar, şöyle bir yorumda bulunmuştu. 'Londra'lı seyirciler, 15 yaşında ilken harika çocuk olarak alkışladıkları Mozart'ı şimdi hatırlamışlar mıdır acaba?'. Haydn vasiyetinde cenaze müziği olarak Mozart'ın Requiem'inin çalınmasını istemiştir.
Mozart hakkında sözlerime son verirken ünlü eseri Requiem'i iyi bir icradan dinlemeniz için linkini yazıyorum. Lütfen aşağıdaki ifadeyi tıklayınız.
Requiem, ne büyüksün sen Mozart...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder